Laik ve bütünleşmiş bir Suriye inşa edilmeli!

11.12.2024 - Çarşamba 12:20

Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Suriye’de kurulacak hükümet, Suriye’nin bütünlüğünü esas almalı, ülke federal ya da konfederal bir yapıya dönüşmemelidir. Suriye’nin yeni anayasası insan haklarına güçlü vurguda bulunan, laik ve bütünlüğü korunmuş bir Suriye’yi inşa etmeye yönelik olmalıdır.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. İbrahim Arslan, Suriye’de yeni dönemi değerlendirdi.

Esad rejimi 12 günde nasıl devrildi?

Doç. Dr. İbrahim Arslan, Astana süreci kapsamında Suriye’deki çatışmasızlık bölgelerinden bir olan İdlib’de yönetimi elinde bulunduran Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ); Türkiye’nin kontrolündeki Suriye Milli Ordusu’nun bir kısım unsurlarıyla, 27 Kasım 2024’te başlattığı harekâtın, 12 gün sonra, 8 Aralık 2024’te, Şam’ın ele geçirilmesi ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesiyle başarılı biçimde sona erdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Suriye’de yaşananları Ortadoğu’daki diğer gelişmeler ve Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte değerlendirmemiz gerekmektedir. Bilindiği üzere, HAMAS’ın 7 Ekim 2023’te başlattığı Aksa Tufanı operasyonunun hemen sonrasında, İsrail’in HAMAS’a ve Gazze’deki Filistinlilere karşı bir yılı aşkın süredir devam eden saldırılarına HAMAS artık etkili cevap veremez hale geldi. HAMAS’ın kontrolünü kaybetmesi üzerine İsrail, vakit geçirmeksizin, İran’ın en önemli destekçilerinden olan Lübnan’daki Hizbullah’a karşı saldırı başlattı. Hizbullah’ın komuta yapısını hedef alan İsrail saldırıları, burada da başarılı oldu. Rusya’nın; batılı ülkelerin Ukrayna’ya yoğun desteği nedeniyle, Ukrayna karşısında bir türlü sonlandıramadığı savaş, Rusya’yı Suriye cephesinde güç azaltmaya mecbur bıraktı. Bu gelişmelerden dolayı İran ve Rusya’dan yeterli desteği alamayan Esad rejiminin; Halep’teki güçlerini geri çekerek şehrin yönetimini PKK’nın parça yapısı olan PYD/YPG’ye bırakması üzerine HTŞ, harekete geçmenin zamanının geldiğini düşünerek, ileri harekata başladı ve 12 gün içinde Esad rejimi devrildi.”

Arap rejimleri güçlerini halkların almıyordu… 

I. Dünya Savaşı sonrasında Ortadoğu’da kurulan Arap rejimlerinin güçlerini halklarından almadıklarını, mevcudiyetlerini sürdürebilmek için dış desteğe ihtiyaç duyduklarını kaydeden Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Suriye’deki Esad rejimini destekleyen dış güçler günümüzde Rusya ve İran’dı. İran, Suriye ile mezhep birlikteliğine dayalı bir ilişki geliştirirken, Rusya, Esad’ın iktidarını sürdürmesi karşılığında Suriye topraklarında Hmeymim’deki hava üssü ve Tartus’taki deniz üssüyle Doğu Akdeniz’de varlık gösterebiliyordu.” dedi.

Esad, Rusya ve İran’ın içinde bulunduğu durumu değerlendiremedi

Türkiye’nin son dönemde muhaliflerle müzakere masasına oturmaya yönelik çağrılarının, Esad yönetiminde karşılık bulmadığını da ifade eden Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Bu noktada Esad’ın, Rusya ve İran’ın içinde bulunduğu durumu tam olarak değerlendiremediğini, ne olursa olsun bu iki ülkenin kendisini koşulsuz olarak desteklemeye devam edeceğine ilişkin inancını koruduğunu, görüyoruz. HTŞ’nin 12 gün süren harekâtı esnasında dikkat çeken bazı gelişmelere tanık olduk. ABD, gelişmeleri izlediği yönünde açıklamalar yaparken harekatın durdurulmasına yönelik herhangi bir girişimde bulunmadı. İsrail, HTŞ’nin ilerleyişini adeta kolaylaştıracak biçimde Esad rejimine ait askeri üslere hava saldırılarında bulundu. Irak, Suriye sınırını kapattığını açıkladı. Böylece Esad rejimini desteklemek üzere Irak üzerinden Suriye’ye gelebilecek İran’a ait unsurlara karşı tutum geliştirdi. Türkiye, olayları yakından izlediğini ve başkentlerle görüşmeleri sürdürdüğünü açıkladı.” diye konuştu.

HTŞ, sivillere zarar vermeme konusunda çok dikkatli…

Bu gelişmelerin, HTŞ’nin harekatının anlık olarak planlanmadığını, öncesinde, en azından ABD- Türkiye ve muhtemelen ABD-Rusya arasında bir görüşme trafiğinin gerçekleştiğini, Esad rejiminin içinde bulunduğu durumla ilgili istihbarat alışverişinin gerçekleşmiş olduğu izlenimini verdiğini de anlatan Doç. Dr. İbrahim Arslan, “HTŞ, ileri harekâtı esnasında sivillere zarar vermeme konusunda çok dikkatli dav